18/08 Yeremya 4-6
[tr] Yeremya 4-6
4:1 ‹‹Eğer geri dönersen, ey İsrail,
Eğer bana geri dönersen›› diyor RAB,
‹‹İğrenç putlarını gözümün önünden uzaklaştırır,
Bir daha yoldan sapmazsan;
2 ‹RABbin varlığı hakkı için› diyerek
Sadakatle, adaletle, doğrulukla ant içersen,
Uluslar Onun aracılığıyla kutsanacak,
Onunla övünecekler.››
3 RAB Yahuda ve Yeruşalim halkına şöyle diyor:
‹‹İşletilmemiş toprağınızı sürün,
Dikenler arasına ekmeyin.
4 Ey sizler, Yahuda halkı ve Yeruşalimde yaşayanlar,
Kendinizi RABbe adayın,
Bunu engelleyen her şeyi yüreğinizden uzaklaştırın.
Yoksa yaptığınız kötülüklerden ötürü
Öfkem ateş gibi yağacak,
Her şeyi yiyip bitirecek
Ve söndüren olmayacak.›› yüreğinizden uzaklaştırın››: İbranice ‹‹Kendinizi de yüreğinizi de RAB için sünnet edin››.
5 ‹‹Yahudada duyurun,
Yeruşalimde ilan edin,
‹Ülkede boru çalın!› deyin,
‹Toplanın› diye haykırın,
‹Surlu kentlere kaçalım!›
6 Siyona giden yolu gösteren
Bir işaret koyun!
Güvenliğiniz için kaçın!
Durmayın!
Üzerinize kuzeyden felaket,
Büyük yıkım getirmek üzereyim.››
7 Aslan ininden çıktı,
Ulusları yok eden yola koyuldu.
Ülkenizi viran etmek için
Yerinden ayrıldı.
Kentleriniz yerle bir edilecek,
İçlerinde yaşayan kalmayacak.
8 Onun için çula sarının,
Dövünüp haykırın,
Çünkü RABbin kızgın öfkesi üzerimizden kalkmadı.
9 ‹‹O gün›› diyor RAB,
‹‹Kral da önderler de yılacak,
Kâhinler şaşkına dönecek,
Peygamberler donakalacak.››
10 O zaman, ‹‹Ah, Egemen RAB›› dedim, ‹‹ ‹Esenlikte olacaksınız› diyerek bu halkı da Yeruşalimi de tam anlamıyla aldattın. Çünkü kılıç boğazımıza dayandı.››
11 O zaman bu halka ve Yeruşalime, ‹‹Çöldeki çıplak tepelerden halkıma doğru sıcak bir rüzgar esiyor, ama harman savurmak ya da ayırmak için değil›› denecek,
12 ‹‹Benden gelen bu rüzgar çok daha güçlü olacak. Şimdi bu halka yargılarımı bildiriyorum.››
13 İşte düşman bulut gibi ilerliyor;
Savaş arabaları kasırga sanki,
Atları kartallardan daha çevik.
Vay başımıza! Mahvolduk!
14 Ey Yeruşalim, yüreğini kötülükten arındır ki,
Kurtulasın.
Ne zamana dek yüreğinde kötü düşünceler barındıracaksın?
15 Dandan bir ses bildiriyor,
Efrayim dağlarından kötü haber duyuruyor!
16 ‹‹Uluslara duyurun,
Yeruşalime bildirin:
‹Uzak bir ülkeden gelen ordu çevresini kuşatacak,
Yahuda kentlerine karşı
Savaş naraları atacaklar.
17 Bir tarlayı koruyanlar gibi
Kuşatacaklar Yeruşalimi.
Çünkü Yeruşalim bana başkaldırdı› ›› diyor RAB.
18 ‹‹Kendi davranışların, kendi yaptıkların
Başına gelmesine neden oldu bunların.
Cezan bu.
Ne acı!
Nasıl da yüreğine işliyor!››
19 Ah, içim, içim!
Acıdan kıvranıyorum.
Ah, yüreğim, yüreğim çarpıyor.
Sessiz duramıyorum!
Çünkü boru sesini, savaş naralarını işittim!
20 Felaket felaketi izliyor,
Bütün ülke viran oldu.
Bir anda çadırlarım,
Perdelerim yok oldu.
21 Ne zamana dek düşman sancağını görmek,
Boru sesini duymak zorunda kalacağım?
22 ‹‹Halkım akılsızdır,
Beni tanımıyor.
Aptal çocuklardır,
Akılları yok.
Kötülük etmeyi iyi bilir,
İyilik etmeyi bilmezler›› diyor RAB.
23 Ben Yeremya yere baktım, şekilsizdi, boştu,
Göğe baktım, ışık yoktu.
24 Dağlara baktım, titriyorlardı,
Bütün tepeler sarsılıyordu.
25 Baktım, insan yoktu,
Gökte uçan bütün kuşlar kaçmıştı.
26 Baktım, verimli toprak çöle dönmüş,
Bütün kentler yıkılmıştı.
Bütün bunlar RABbin yüzünden,
Onun kızgın öfkesi yüzünden olmuştu.
27 RAB diyor ki,
‹‹Bütün ülke viran olacak,
Ama onu büsbütün yok etmeyeceğim.
28 Bu yüzden yeryüzü yasa gömülecek,
Gök kararacak;
Çünkü ben söyledim, ben tasarladım.
Fikrimi değiştirmeyecek,
Verdiğim karardan dönmeyeceğim.››
29 Her kentin halkı,
Atlılarla okçuların gürültüsünden kaçıyor.
Kimi çalılıklara giriyor,
Kimi kayalıklara tırmanıyor.
Bütün kentler terk edildi,
Oralarda kimse yaşamıyor.
30 Ey sen, viran olmuş kent,
Kırmızı giysiler giymekle,
Altın süsler bezenmekle,
Gözüne sürme çekmekle ne elde edeceksin?
Kendini böyle güzelleştirmen boşuna.
Oynaşların seni küçümsüyor,
Canını almak istiyorlar.
31 Sancı çeken kadının haykırışını,
İlk çocuğunu doğuran kadının çektiği acıyı,
Ellerini uzatmış, soluğu kesilmiş Siyon kızının,
‹‹Eyvah! Katillerin karşısında bayılıyorum››
Diye haykırdığını işitir gibi oldum.
5:1 ‹‹Yeruşalim sokaklarında dolaşın,
Çevrenize bakıp düşünün,
Kent meydanlarını araştırın.
Eğer adil davranan,
Gerçeği arayan bir kişi bulursanız,
Bu kenti bağışlayacağım.
2 ‹RABbin varlığı hakkı için› deseler de,
Aslında yalan yere ant içiyorlar.››
3 Ya RAB, gözlerin gerçeği arıyor.
Onları vurdun, ama incinmediler,
Onları yiyip bitirdin,
Ama yola gelmeyi reddettiler.
Yüzlerini kayadan çok sertleştirdiler,
Geri dönmek istemediler.
4 ‹‹Bunlar sadece yoksul kişiler,
Akılsızlar›› dedim,
‹‹Çünkü RABbin yolunu,
Tanrılarının buyruklarını bilmiyorlar.
5 Büyüklere gidip onlarla konuşayım.
RABbin yolunu,
Tanrılarının buyruklarını bilirler kuşkusuz.››
Gelgelelim onlar da boyunduruğu kırmış,
Bağları koparmıştı.
6 Bu yüzden ormandan bir aslan çıkıp onlara saldıracak,
Çölden gelen bir kurt onları parça parça edecek,
Bir pars kentlerinin önünde pusu kuracak,
Oradan çıkan herkes parçalanacak.
Çünkü isyanları çok,
Döneklikleri sayısızdır.
7 ‹‹Yaptıklarından ötürü neden bağışlayayım seni?
Çocukların beni terk etti,
Tanrı olmayan ilahların adıyla ant içtiler.
Onları doyurduğumda zina ettiler,
Fahişelerin evlerine doluştular.
8 Şehvet düşkünü, besili aygırlar!
Her biri komşusunun karısına kişniyor.
9 Bu yüzden onları cezalandırmayayım mı?›› diyor RAB,
‹‹Böyle bir ulustan öcümü almayayım mı?
10 ‹‹Bağlarını dolaşıp
Asmalarını kesin,
Ama büsbütün yok etmeyin.
Dallarını koparıp atın,
Çünkü onlar RABbe ait değil.
11 İsrail ve Yahuda halkı
Bana sürekli ihanet etti›› diyor RAB.
12 RAB için yalan söyleyerek,
‹‹O bir şey yapmaz.
Felaket bize uğramayacak,
Kılıç da kıtlık da görmeyeceğiz›› dediler.
13 Peygamberler lafebesidir,
Tanrının sözü onlarda değil.
Onlara böyle yapılacak.
14 Bu yüzden, Her Şeye Egemen RAB Tanrı diyor ki,
‹‹Madem böyle şeyler konuşuyorsunuz,
Ben de sözümü ağzınıza ateş,
Bu halkı da odun edeceğim;
Ateş onları yakıp yok edecek.
15 Ey İsrail halkı,
Uzaktan gelecek bir ulusu
Üzerinize saldırtacağım›› diyor RAB,
‹‹Köklü, eski bir ulus;
Sen onların dilini bilmez,
Ne dediklerini anlamazsın.
16 Oklarının kılıfı açık bir mezar gibidir,
Hepsi birer yiğittir.
17 Ürününü, yiyeceklerini tüketecek,
Oğullarını, kızlarını öldürecekler;
Davarlarını, sığırlarını,
Asmalarının, incir ağaçlarının meyvesini yiyecek,
Güvendiğin surlu kentlerini
Kılıçla yerle bir edecekler.
18 ‹‹Ama o günlerde bile sizi büsbütün yok etmeyeceğim›› diyor RAB.
19 ‹‹ ‹Tanrımız RAB neden bize bütün bunları yaptı?› diye sorduklarında, şöyle yanıtlayacaksın: ‹Beni nasıl bıraktınız, ülkenizde yabancı ilahlara nasıl kulluk ettinizse, siz de kendinize ait olmayan bir ülkede yabancılara öyle kulluk edeceksiniz.›
20 ‹‹Yakup soyuna bildirin,
Yahuda halkına duyurun:
21 Ey gözleri olan ama görmeyen,
Kulakları olan ama işitmeyen,
Sağduyudan yoksun akılsız halk,
Şunu dinle:
22 Benden korkman gerekmez mi?›› diyor RAB,
‹‹Huzurumda titremen gerekmez mi?
Ben ki, sonsuza dek geçerli bir kuralla
Denize sınır olarak kumu koydum.
Deniz sınırı geçemez;
Dalgalar kabarsa da üstün gelemez,
Kükrese de sınırı aşamaz.
23 Ama bu halkın yüreği asi ve inatçı.
Sapmışlar, kendi yollarına gitmişler.
24 İçlerinden,
‹İlk ve son yağmurları zamanında yağdıran,
Belli ürün biçme haftalarını bizim için koruyan
Tanrımız RABden korkalım› demiyorlar.
25 Bunları uzaklaştıran suçlarınızdı,
Bu iyilikten sizi yoksun bırakan günahlarınızdı.
26 ‹‹Halkım arasında kötü kişiler var.
Kuş avlamak için pusuya yatanlar gibi
Tuzak kuruyor, insan yakalıyorlar.
27 Kuş dolu bir kafes nasılsa,
Onların evleri de hileyle dolu.
Bu sayede güçlenip zengin oldular,
28 Semirip parladılar,
Yaptıkları kötülüklerle sınırı aştılar.
Kazanabilecekleri halde öksüzün davasına bakmıyor,
Yoksulun hakkını savunmuyorlar.
29 Bu yüzden onları cezalandırmayayım mı?›› diyor RAB,
‹‹Böyle bir ulustan öcümü almayayım mı?
30 ‹‹Ülkede korkunç, dehşet verici bir şey oldu:
31 Peygamberler yalan peygamberlik ediyor,
Halkı başına buyruk kâhinler yönetiyor,
Halkım da bunu benimsiyor.
Ama bunun sonunda ne yapacaksınız?››
6:1 ‹‹Güvenliğiniz için kaçın, ey Benyamin halkı!
Yeruşalimden kaçın!
Tekoada boru çalın!
Beythakkereme bir işaret koyun.
Çünkü kuzeyden bir felaket,
Büyük bir yıkım gelecek gibi görünüyor.
2 Siyon kızını, o güzel, narin kızı yok edeceğim.
3 Çobanlar sürüleriyle ona geliyor,
Çevresinde çadırlarını kuracaklar.
Herkes kendi sürüsünü otlatacak.››
4 ‹‹Yeruşalime karşı savaş hazırlığı yapın!
Kalkın, öğleyin saldırıya geçelim!
Vay halimize, gün kararıyor!
Akşamın gölgeleri gitgide uzuyor.
5 Haydi, gece saldırıya geçelim,
Kentin kalelerini yerle bir edelim.››
6 Her Şeye Egemen RAB diyor ki,
‹‹Ağaçları kesin,
Yeruşalime karşı kuşatma rampaları yapın.
Bu kent cezalandırılmalı,
İçinde zorbalıktan başka bir şey yok.
7 Kuyu suyunu nasıl taze tutuyorsa,
Yeruşalim de kötülüğünü öyle taze tutuyor.
Şiddet ve yıkım yankılanıyor orada,
Karşımda hep hastalık ve yaralar var.
8 Uyarılara kulak ver, ey Yeruşalim!
Yoksa seni bırakacağım,
Seni bir viraneye,
Oturulmaz bir ülkeye çevireceğim.››
9 Her Şeye Egemen RAB diyor ki,
‹‹Asmadan nasıl üzüm toplanırsa,
İsrail halkından geride kalanları da öyle toplayacaklar.
Üzüm toplayan biri gibi
Elini yine asma dallarına uzat.››
10 İşitsinler diye kiminle konuşayım,
Kimi uyarayım?
Kulakları tıkalı, işitemiyorlar.
RABbin sözünü aşağılıyor,
Ondan hoşlanmıyorlar.
11 Bu yüzden RABbin öfkesiyle doluyum,
Kendimi tutmaktan yoruldum.
‹‹Sokaktaki çocukların,
Toplanan gençlerin üzerine boşalt öfkeni.
Nasıl olsa karı da koca da,
Yaşlı da yıllarca yaşamış olan da kurtulamayacak.
12 Evleri, tarlaları, karıları
Başkalarına verilecek,
Çünkü ülkede yaşayanlara karşı
Elimi kaldıracağım›› diyor RAB.
13 ‹‹Küçük büyük herkes kazanç peşinde,
Peygamberler, kâhinler, hepsi halkı aldatıyor.
14 Esenlik yokken,
‹Esenlik, esenlik› diyerek
Halkımın yarasını sözde iyileştirdiler.
15 Yaptıkları iğrençliklerden utandılar mı?
Hayır, ne utanması?
Kızarıp bozarmanın ne olduğunu bile bilmiyorlar.
Bu yüzden onlar da düşenlerin arasında yer alacak,
Onları cezalandırdığımda sendeleyip düşecekler›› diyor RAB.
16 RAB diyor ki,
‹‹Yol kavşaklarında durup bakın,
Eski yolları sorun,
İyi yol nerede, öğrenin,
O yolda yürüyün,
Canlarınız rahata kavuşur.
Ama onlar, ‹O yolda yürümeyiz› dediler.
17 Size bekçiler atayıp,
‹Boru sesini dinleyin› dedim,
Ama onlar, ‹Dinlemeyiz› dediler.
18 Bundan ötürü, ey uluslar,
Başlarına neler geleceğini işitin!
Sen de anla, ey topluluk!
19 Dinle, ey yeryüzü!
Bu halkın üzerine felaket,
Kendi kurduğu düzenin sonucunu getirmek üzereyim.
Çünkü sözlerime kulak asmadılar,
Kutsal Yasamı reddettiler.
20 Neden bana Sabadan günnük,
Uzak bir ülkeden güzel kokulu kamış getiriliyor?
Yakmalık sunularınızı kabul etmiyorum,
Kurbanlarınızdan hoşnut değilim.››
21 Bu yüzden RAB diyor ki,
‹‹Bu halkın önüne tökezler koyacağım,
Babalar da oğullar da
Tökezleyip birlikte düşecek,
Komşu dostuyla birlikte yok olacak.››
22 RAB diyor ki,
‹‹İşte kuzeyden bir ordu geliyor.
Dünyanın uçlarından
Büyük bir ulus harekete geçiyor.
23 Yay, pala kuşanmışlar,
Gaddar ve acımasızlar.
Atlara binmiş gelirken,
Kükreyen denizi andırıyor sesleri.
Savaşa hazır savaşçılar
Karşına dizilecekler, ey Siyon kızı!››
24 Haberlerini aldık,
Ellerimizde derman kalmadı.
Doğuran kadın gibi
Üzüntü, sancı sardı bizi.
25 Kırlara çıkmayın,
Yolda yürümeyin!
Düşmanın kılıcı orada,
Her yer dehşet içinde.
26 Ey halkım, çula sarın,
Kül içinde yuvarlan.
Biricik oğul için yas tutar gibi
Acı acı dövün.
Çünkü yok edici ansızın gelecek üzerimize.
27 ‹‹Seni halkımı deneyesin diye atadım,
Öyle ki, onları tanıyıp yollarını sınayasın.
28 Hepsi de çok dikbaşlı,
Onu bunu çekiştirerek dolaşan insanlardır,
Tunç kadar, demir kadar katıdırlar.
Hepsi baştan çıkmıştır.
29 Körük üfürdükçe üfürüyor,
Kurşunu ateşte eritiyor,
Ama boşunadır yapılan işlem,
Çünkü kötüler arınmıyor.
30 Onlara gümüş artığı denecek,
Çünkü RAB onları reddetti.››